Tam 10 sene sonra tekrar bir İngiltere seyahati ile yeni yerler keşfetme şansım oldu. Geçen gidişimde olduğu gibi ne tarihi eser, ne müze, ne London Eye… benim için çekici olan nerede ne yenir kısmı oldu. 10 sene önce gittiğim deniz mahsülleri restoranını ve steak house’un isimlerini hatırlamasam da ne kadar başarılı olduklarını gayet net hatırlıyorum.
Her zamanki gibi bir bilenden yardım aldık. Manchester‘da nerede yenir diye sorduğumuzda gayet net olarak Sapporo Teppanyaki cevabını aldık.
Mekan oldukça nezih. Teppanyakinin yapıldığı ocakları çevreleyen masa grupları var. Her gruba özel bir şef geliyor, sipariş edilen yemekleri gözünüzün önünde eğlenceli muhabbet, keyifli oyunlar ve alev şovları eşliğinde pişiriyor.
Menü oldukça zengin. Olmazsa olmaz miso çorbası, sıcak/soğuk başlangıçlar ve salatalar, Japon restoranının klasikleri suşi, tempura ve noodle çeşitlerinden seçim yapmak oldukça zor. Seçenek bu kadar çokken hepsinden biraz biraz denemek isterseniz çok güzel combo set menüler hazırlanmış, şiddetle tavsiye ederim.
Menü burada bitmiyor, vejeteryanlar için seçeneklerin yanı sıra bir balık restoranı ile yarışabilecek deniz mahsülleri seçenekleri, bir steak house ile yarışabilecek et çeşitleri de menüde yer alıyor.
Miso soup ile başladığım yemeğimi bir kaç suşi roll ve ördek sarması ile ısındırıp ana yemekte yengeç bacağı, jumbo karides, ıstakoz, dana biftek ve kuşkonmazlı tavuk kombosuna ızgara sebze ve yumurtalı pilav eşliğinde bitirmek üzereydim ki en son yeşil çay eşliğinde çikolata sarmaları ile bir tatlı dokunuşu yapmadan duramadım 🙂
İngiltere’deki çoğu yer gibi burası da gece 11 gibi kapanış moduna geçmeye başladı. Hayat gerçekten erken bitiyor. Akşam 8 gibi restorana giderken gördüğümüz canlı sokak kafeleri yemekten çıktığımızda boşalmıştı bile.
Sapporo Teppanyaki, tekrar ziyaret edilmesi gereken restoranlar listeme başarıyla eklendi. Hem yemek kalitesi hem atmosfer ile tam not alırken İngiltere standartlarına göre pahalı olmaması da ek puan kazandırdı.